alluring
Örnekler
Her alluring smile and captivating eyes drew everyone's attention in the room.
Onun büyüleyici gülümsemesi ve büyüleyici gözleri odadaki herkesin dikkatini çekti.
Despite her modest attire, there was something undeniably alluring about her graceful movements.
Mütevazı kıyafetine rağmen, zarif hareketlerinde inkar edilemez bir şekilde cezbedici bir şey vardı.
Leksikal Ağaç
alluring
allure



























