devoutly
Örnekler
She devoutly recited her morning prayers before leaving for work.
Dindarca, işe gitmeden önce sabah dualarını okuyordu.
He lived devoutly, attending church every day and following every tradition.
O, her gün kiliseye giderek ve her geleneği takip ederek dindarca yaşadı.
Örnekler
I devoutly hope this treatment finally brings her relief.
Dindarca bu tedavinin nihayet ona rahatlama getirmesini umuyorum.
She devoutly wished for peace after years of conflict.
O, yıllar süren çatışmadan sonra barışı dindarca diliyordu.
Leksikal Ağaç
devoutly
devout
