to deprecate
01
küçümsemek
to treat something or someone as if they are unimportant or worthless
Örnekler
The teacher deprecated careless answers.
Öğretmen dikkatsiz cevapları küçümsüyordu.
He often deprecated his own achievements.
Kendi başarılarını sık sık küçümserdi.
02
onaylamamak, karşı çıkmak
to not support and be against something or someone
Örnekler
The mayor deprecated the use of violence as a means of protest, urging citizens to seek peaceful alternatives.
Belediye başkanı, protesto aracı olarak şiddetin kullanılmasını onaylamadığını belirterek, vatandaşları barışçıl alternatifler aramaya çağırdı.
She deprecated the company's decision to cut employee benefits, arguing that it would harm morale and productivity.
Şirketin çalışanların yararlarını kesme kararını onaylamadı, bunun moral ve verimliliğe zarar vereceğini savundu.
Leksikal Ağaç
deprecating
deprecation
depreciate
deprecate
deprec



























