deliberately
01
kasten
in a way that is done consciously and intentionally
Örnekler
He deliberately ignored the warning signs.
Bilerek uyarı işaretlerini görmezden geldi.
The mistake was made deliberately to mislead the investigators.
Hata, araştırmacıları yanıltmak için kasıtlı olarak yapıldı.
Örnekler
He deliberately considered every option before making a decision.
Bir karar vermeden önce her seçeneği bilinçli bir şekilde değerlendirdi.
Slowly and deliberately, she turned the pages of the old book.
Yavaşça ve kasten, eski kitabın sayfalarını çeviriyordu.
Leksikal Ağaç
deliberately
deliberate



























