Curvature
01
eğrilik, kavis
the state or quality of being curved or bent, describing the shape or contour of an object or surface
Örnekler
The curvature of the race track posed a challenge for drivers navigating tight turns.
Yarış pistinin eğriliği, virajları dönen sürücüler için bir meydan okuma teşkil etti.
The curvature of the Earth becomes apparent when viewing the horizon from a high vantage point.
Dünya'nın eğriliği, yüksek bir noktadan ufka bakıldığında belirgin hale gelir.
02
eğrilik, kıvrım
the measure of how much a curve or surface deviates from being straight or flat at a specific point
Örnekler
In differential geometry, curvature helps quantify the bending or deviation of a curve at a given point.
Diferansiyel geometride, eğrilik, bir eğrinin belirli bir noktada bükülmesini veya sapmasını ölçmeye yardımcı olur.
Positive curvature indicates a curve bending in one direction, while negative curvature signifies a bend in the opposite direction.
Pozitif eğrilik, bir eğrinin bir yöne doğru büküldüğünü gösterirken, negatif eğrilik ters yönde bir bükülme anlamına gelir.
03
eğrilik, anormal eğrilik
(medicine) a curving or bending; often abnormal
Leksikal Ağaç
incurvature
curvature
curve
