crystalline
01
kristalimsi, kristalize
denoting substances with a highly organized molecular structure, akin to crystals
Örnekler
The crystalline structure of snowflakes makes each one unique.
Kar tanelerinin kristal yapısı her birini eşsiz kılar.
Chemists are fascinated by the crystalline form of many minerals.
Kimyagerler birçok mineralin kristal formundan büyülenmiştir.
02
kristal gibi, şeffaf
clear and transparent, like crystal
Örnekler
The crystalline waters of the lagoon were so clear that you could see the colorful fish swimming below.
Lagünün berrak suları o kadar temizdi ki renkli balıkların aşağıda yüzdüğünü görebilirdiniz.
She admired the crystalline glass vase on the shelf, which sparkled beautifully when light hit it.
Raf üzerindeki kristal cam vazoyu hayranlıkla izledi, ışık vurduğunda güzelce parlıyordu.
03
kristal gibi, berrak
distinctly or sharply outlined
Leksikal Ağaç
microcrystalline
noncrystalline
crystalline



























