to compile
01
bir araya getirmek
to gather information in order to produce a book, report, etc.
Transitive: to compile information
Örnekler
The researcher compiled data from numerous studies to create a comprehensive report on climate change.
Araştırmacı, iklim değişikliği hakkında kapsamlı bir rapor oluşturmak için çok sayıda çalışmadan veri derledi.
The journalist compiled interviews and research to write an in-depth article about the effects of social media on mental health.
Gazeteci, sosyal medyanın ruh sağlığı üzerindeki etkileri hakkında derinlemesine bir makale yazmak için görüşmeleri ve araştırmaları derledi.
02
derlemek, oluşturmak
to create something, like a list or book, by gathering information from different places
Transitive: to compile a list or collection of items
Örnekler
She compiled a list of the best restaurants in the city.
O, şehirdeki en iyi restoranların bir listesini derledi.
They compiled a guidebook by researching local attractions.
Yerel cazibe merkezlerini araştırarak bir rehber derlediler.
Leksikal Ağaç
compiler
compiling
compile
