to screw around
01
öpüşüp okşamak, kurcalamak
to make out or engage in sexual activity without full intercourse
Örnekler
They screw around at parties sometimes.
Onlar bazen partilerde öpüşür.
She is screwing around with him this weekend.
O bu hafta sonu onunla flört ediyor.
02
oyalanmak, vakit öldürmek
to waste time, dawdle, or play idly
Örnekler
Stop screwing around and finish your homework.
Vakit kaybetmeyi bırak ve ödevini bitir.
We wasted the afternoon just screwing around at the park.
Öğleden sonrayı parkta oyalanarak boşa harcadık.
03
herkesle yatmak, macera yaşamak
to have casual sex with multiple people
Örnekler
He screws around every weekend.
O her hafta sonu etrafıyla yatar.
She is screwing around with several people right now.
O şu anda birkaç kişiyle yatıyor.



























