to clock in
Pronunciation
/klˈɑːk ˈɪn/
British pronunciation
/klˈɒk ˈɪn/

"clock in"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

to clock in
[phrase form: clock]
01

kaydolmak, giriş yapmak

to record one's arrival at work by using a timekeeping system, usually involving the use of a clock or electronic device
to clock in definition and meaning
example
Örnekler
Employees are required to clock in at the beginning of their shift using their employee ID cards.
Çalışanların, vardiyalarının başında çalışan kimlik kartlarını kullanarak giriş yapmaları gerekmektedir.
Don always makes sure to clock in a few minutes early to avoid being late.
Don, geç kalmamak için her zaman birkaç dakika erken kaydını yapmayı unutmaz.
02

kaydetmek, ölçmek

to have one's measurement, speed, etc. recorded officially
example
Örnekler
The heavyweight boxer clocks in at 250 pounds, making him a formidable presence in the ring.
Ağır siklet boksör kayıtlara 250 pound olarak geçiyor, bu da onu ringde etkileyici bir varlık yapıyor.
The jockey clocks in at just 120 pounds, ensuring a lightweight advantage in the upcoming horse race.
Jokey resmi olarak sadece 120 pound kaydediyor, bu da yaklaşan at yarışında hafif bir avantaj sağlıyor.
03

giriş yapmak, kaydolmak

to note and record an individual's time of arrival, typically done in work environments
example
Örnekler
Hey, I'll cover for you. Just let me know when you want me to clock you in.
Hey, senin yerine ben bakarım. Sadece ne zaman kaydını yapmamı istediğini söyle.
I noticed you were running late, so I went ahead and clocked you in. Hope that's okay.
Geç kaldığını fark ettim, bu yüzden senin yerine kaydını yaptım. Umarım sorun olmaz.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store