to circulate
01
dolaştırmak, yaymak
to spread something among a group of people or places
Transitive: to circulate sth
Örnekler
The library circulates books to its members for borrowing.
Kütüphane, üyelerine ödünç vermek için kitapları dolaştırır.
The marketing team circulates promotional materials to attract new customers.
Pazarlama ekibi, yeni müşteriler çekmek için tanıtım materyallerini dolaştırır.
02
dolaştırmak, yaymak
to spread information or news so that it becomes known by many people
Transitive: to circulate news or information
Örnekler
The magazine aims to circulate important news to its readers every month.
Dergi, her ay önemli haberleri okuyucularına dolaştırmayı amaçlıyor.
The government circulated a new health advisory to all citizens.
Hükümet, tüm vatandaşlara yeni bir sağlık tavsiyesi yayınladı.
03
dolaşmak, yayılmak
to spread or pass through a group of people
Intransitive
Örnekler
The news about the upcoming event quickly circulated through the office.
Yaklaşan etkinlikle ilgili haber ofiste hızla yayıldı.
A rumor about the celebrity 's secret wedding began to circulate among the fans.
Ünlünün gizli düğünü hakkında bir söylenti hayranlar arasında dolaşmaya başladı.
04
çevresinde hareket etmek
to constantly move around a gas, air, or liquid inside a closed area
Transitive: to circulate a gas or liquid
Örnekler
The fan helps circulate air throughout the room, keeping it cool and comfortable.
Fan, odayı serin ve rahat tutarak havanın dolaşımını sağlamaya yardımcı olur.
Proper ventilation is essential to circulate fresh air and remove indoor pollutants.
Uygun havalandırma, temiz havayı dolaştırmak ve iç mekan kirleticilerini uzaklaştırmak için gereklidir.
05
dolaşmak, yayılmak
to spread or move around among people or places, often in a continuous manner
Intransitive
Örnekler
The virus began to circulate rapidly within the community.
Virüs topluluk içinde hızla dolaşmaya başladı.
Newspapers circulate daily, providing updates on current events.
Gazeteler günlük olarak dolaşır, güncel olaylar hakkında güncellemeler sağlar.
06
dolaşmak, dolaştırmak
to move continuously in a circular or repetitive path
Intransitive
Örnekler
The blood circulates throughout your body, ensuring oxygen reaches every cell.
Kan, vücudunuzda dolaşarak her hücreye oksijenin ulaşmasını sağlar.
The air in the room circulates through the ventilation system to keep it fresh.
Odanın havası, taze tutmak için havalandırma sistemi aracılığıyla dolaşır.
Leksikal Ağaç
circulating
circulation
circulative
circulate
circle



























