to churn
01
tereyağı yapmak
to stir cream very hard until it transforms into butter
Transitive: to churn cream
Örnekler
Before modern appliances, people used to churn cream by hand.
Modern aletlerden önce, insanlar kremayı elle yayıklamak zorundaydı.
She churned the cream tirelessly until it thickened into butter.
O, kremin tereyağına dönüşene kadar yorulmadan yayıklayarak çalkaladı.
02
bulanmak, kaynamak
to experience a feeling of unease or discomfort
Intransitive
Örnekler
The news about the accident made her stomach churn with worry.
Kaza haberi, endişeyle midesinin bulanmasına neden oldu.
He could feel his emotions churning as he waited for the test results.
Test sonuçlarını beklerken duygularının altüst olduğunu hissedebiliyordu.
Churn
01
yayık
a container, often wooden or metal, used for stirring liquids like cream to make butter
Örnekler
Grandma used an old wooden churn to make fresh butter from the cream.
Büyükanne, kremadan taze tereyağı yapmak için eski bir yayık kullandı.
The farmer poured the cream into the churn and began vigorously churning it.
Çiftçi kremayı yayıkın içine döktü ve onu kuvvetlice yayıklamaya başladı.
Leksikal Ağaç
churning
churn
