to cheer up
[phrase form: cheer]
01
neşelenmek
to feel happy and satisfied
Örnekler
I 've been feeling down, but I noticed I tend to cheer up when the sun is shining.
Kendimi kötü hissediyordum, ama güneş parlarken neşelenme eğiliminde olduğumu fark ettim.
Whenever I hear that song, I ca n't help but cheer up.
O şarkıyı her duyduğumda, neşelenmekten kendimi alamıyorum.
02
neşelendirmek
to make someone feel happier
Örnekler
She cheered up her friend by sending a heartfelt message.
Samimi bir mesaj göndererek arkadaşını neşelendirdi.
The surprise visit from family cheered up the patient in the hospital.
Aileden gelen sürpriz ziyaret, hastanedeki hastayı neşelendirdi.
