adverse
01
olumsuz
against someone or something's advantage
Örnekler
The adverse effects of smoking on health are well-documented.
Sigara içmenin sağlık üzerindeki olumsuz etkileri iyi belgelenmiştir.
Experiencing adverse reactions to medication can be dangerous and require medical attention.
İlaçlara karşı olumsuz reaksiyonlar yaşamak tehlikeli olabilir ve tıbbi müdahale gerektirebilir.
02
ters, karşıt
moving in an opposing direction
Örnekler
The sailors were constantly hindered by adverse winds, which delayed their voyage by days.
Denizciler sürekli olarak ters rüzgarlar tarafından engellendi, bu da yolculuklarını günlerce geciktirdi.
Canoeists found their pace slowed to a crawl in the river 's adverse currents near the dam.
Kano sporcuları, baraj yakınındaki nehrin ters akıntılarında hızlarının sürünme hızına düştüğünü buldular.
Leksikal Ağaç
adversely
advert
adverse



























