to carry forward
/kˈæɹi fˈoːɹwɚd/
/kˈaɹi fˈɔːwəd/
to carry forward
[phrase form: carry]
01
ilerletmek, aktarmak
to save something for later use or consideration
Örnekler
I carried forward the skills I learned in my previous job to excel in my new role.
Önceki işimde öğrendiğim becerileri yeni rolümde başarılı olmak için ileri taşıdım.
Do n't forget to carry the information forward; we'll need it for the presentation.
Bilgiyi ileri taşımayı unutmayın; sunum için buna ihtiyacımız olacak.
02
ileri taşımak
to save a certain amount of money to use in future financial calculations or planning
Örnekler
In accounting, you need to carry the balance forward to the next month.
Muhasebede, bakiyeyi bir sonraki aya devretmeniz gerekir.
Do n't forget to carry the tax deduction forward to the next filing period.
Vergi indirimini bir sonraki beyan dönemine aktarmayı unutmayın.
03
ilerletmek, geliştirmek
to make significant progress in a particular task or project
Örnekler
The team 's dedication helped carry forward the development of the new software.
Ekibin adanmışlığı, yeni yazılımın geliştirilmesini ilerletmeye yardımcı oldu.
Despite setbacks, the company carried forward its commitment to quality.
Aksiliklere rağmen, şirket kalite taahhüdünü ilerletti.
