Caregiver
01
hasta bakıcı
someone who looks after a child or an old, sick, or disabled person at home
Dialect
American
Örnekler
She quit her job to become a full-time caregiver for her elderly mother.
Yaşlı annesine tam zamanlı bir bakıcı olmak için işinden ayrıldı.
The daycare center employs skilled caregivers who provide nurturing care to young children.
Kreş, küçük çocuklara şefkatli bakım sağlayan yetenekli bakıcılar istihdam eder.
Leksikal Ağaç
caregiver
care
giver



























