canterbury tale
can
ˈkæn
ken
ter
tər
ter
bu
ˌbɛ
be
ry tale
ri teɪl
ri teyl
British pronunciation
/kˈantəbɹɪ tˈeɪl/

"Canterbury tale"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

Canterbury tale
01

uzun sıkıcı bir hikaye

a story marked by being too long or dull
IdiomIdiom
InformalInformal
example
Örnekler
At the family reunion, Uncle Joe entertained everyone with his Canterbury tale of adventures during his youth.
Aile buluşmasında, Joe Amca gençliğindeki maceralarıyla ilgili Canterbury hikayesi ile herkesi eğlendirdi.
The novelist weaved a Canterbury tale of intrigue, incorporating multiple plotlines that converged in a surprising climax.
Romancı, şaşırtıcı bir doruk noktasında birleşen birden fazla olay örgüsünü içeren bir Canterbury hikayesi ördü.
02

palavra

a story, explanation, or excuse that is hard to believe
IdiomIdiom
InformalInformal
example
Örnekler
His explanation for being late was a Canterbury tale involving a flat tire, a lost phone, and a sudden rainstorm – hard to buy into.
Geç kalmasının açıklaması, patlak bir lastik, kayıp bir telefon ve ani bir sağanak yağmur içeren bir Canterbury hikayesiydi – inanması zor.
The politician 's promises sounded more like a Canterbury tale than a concrete plan for economic reform.
Politikacının vaatleri, ekonomik reform için somut bir plandan çok bir Canterbury masalı gibi geliyordu.
03

Canterbury hikayesi, Canterbury öyküsü

an uncompleted series of tales written after 1387 by Geoffrey Chaucer
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store