boisterous
Örnekler
The boisterous crowd ignored the speaker and shouted over each other.
Gürültücü kalabalık konuşmacıyı görmezden geldi ve birbirlerinin üzerine bağırdı.
The children grew boisterous as the party wore on.
Parti ilerledikçe çocuklar gürültücü oldu.
02
gürültülü, coşkulu
exuberantly energetic in a rough or spirited way
Örnekler
The puppies were boisterous, tumbling over each other in play.
Yavrular yaramazdı, oyun sırasında birbirlerinin üzerine yuvarlanıyorlardı.
She had a boisterous charm that lit up the room.
Odayı aydınlatan gürültülü bir çekiciliği vardı.
03
gürültülü, coşkulu
chaotic in motion or atmosphere
Örnekler
The boisterous sea tossed the boat like a toy.
Coşkun deniz, tekneyi bir oyuncak gibi salladı.
A boisterous wind slammed against the windows.
Gürültülü bir rüzgar pencerelere çarptı.
Leksikal Ağaç
boisterously
boisterousness
boisterous



























