Ara
to tie in with
[phrase form: tie]
01
eşzamanlı olmak, bir etkinlikle örtüşmek
to occur at the same time with another thing such as an event
Example
The charity event is planned to tie in with the national awareness campaign.
Hayır kurumu etkinliği, ulusal farkındalık kampanyasıyla örtüşecek şekilde planlanmıştır.
The launch of the new product is designed to tie in with the company's anniversary celebration.
Yeni ürünün lansmanı, şirketin yıl dönümü kutlamasıyla eşzamanlı olmak üzere tasarlanmıştır.
02
ilişkilendirmek, bağlamak
to have a connection or similarities with different elements, themes, etc.
Example
The new research findings tie in with the existing studies, confirming the earlier observations.
Yeni araştırma bulguları, önceki gözlemleri doğrulayan mevcut çalışmalarla ilişkilendiriyor.
The color scheme of the room ties in with the overall design concept, creating a cohesive look.
Odanın renk şeması, genel tasarım konsepti ile ilişkilendirerek uyumlu bir görünüm yaratıyor.
