wiped-out
01
yok edilmiş, nesli tükenmiş
completely destroyed or eliminated
Örnekler
The hurricane left several coastal towns in a wiped-out state.
Kasırga, birkaç sahil kasabasını tamamen yok olmuş bir durumda bıraktı.
The wiped-out species faced extinction due to invasive predators.
Yok edilen türler, istilacı yırtıcılar nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
02
iflas etmiş, batkın
destroyed financially
03
bitkin, tükenmiş
extremely tired or exhausted, often from physical activity or stress
InformalÖrnekler
After running that marathon, I was completely wiped out.
O maratonu koştuktan sonra tamamen bitkin düşmüştüm.
She ’s wiped out from the long workday and needs some rest.
Uzun iş gününden bitkin düşmüş ve biraz dinlenmeye ihtiyacı var.
