to whizz
01
vızıldamak, ıslık çalmak
to move swiftly through the air, generating a whistling or buzzing sound
Intransitive
Örnekler
The arrow whizzed through the air, producing a sharp whistling sound as it reached its target.
Ok, havada vızıldayarak ilerledi ve hedefine ulaşırken keskin bir ıslık sesi çıkardı.
The speeding bullet whizzed past their ears.
Hızla giden mermi kulaklarının yanından vızıldayarak geçti.
02
karıştırmak
to blend or puree ingredients using a food processor or blender
Transitive: to whizz food ingredients
Örnekler
After adding the ingredients, whizz the mixture in the food processor until it forms a smooth paste.
Malzemeleri ekledikten sonra, karışımı mutfak robotunda çırpın ve pürüzsüz bir hamur haline gelene kadar karıştırın.
The recipe calls for whizzing the tomatoes, onions, and garlic together until they create a flavorful paste.
Tarif, domates, soğan ve sarımsağı lezzetli bir macun oluşturana kadar karıştırmayı gerektiriyor.
03
hızla geçmek, ok gibi geçmek
to move rapidly
Intransitive: to whizz to a direction
Örnekler
The cyclist whizzed by the pedestrians on the bike path, effortlessly maneuvering through the crowd.
Bisikletli, bisiklet yolundaki yayaların yanından hızla geçti, kalabalığın arasından zahmetsizce manevra yaparak.
The skateboarder gained speed and whizzed down the steep ramp.
Kaykaycı hız kazandı ve dik rampadan hızla geçti.
Whizz
01
usta, deha
someone who is dazzlingly skilled in any field



























