Weakness
01
güçsüzlük
a vulnerability or limitation that makes you less strong or effective
Örnekler
They discussed their weaknesses as part of the team-building exercise.
Takım oluşturma egzersizinin bir parçası olarak zayıf yönlerini tartıştılar.
He sought feedback to understand his weaknesses in the project.
Projedeki zayıf yönlerini anlamak için geri bildirim aradı.
02
zayıf nokta
a flaw or limitation in one's character, behavior, or judgment
Örnekler
One of her weaknesses is procrastination.
Onun zayıflıklarından biri ertelemedir.
Lack of confidence is his biggest weakness.
Özgüven eksikliği onun en büyük zayıflığıdır.
03
zayıflık, güçsüzlük
the property of lacking physical or mental strength; liability to failure under pressure or stress or strain
04
zayıflık, zaaf
a penchant for something even though it might not be good for you
05
finansal zayıflık
the condition of being financially weak
Leksikal Ağaç
weakness
weak
