vividly
01
canlı bir şekilde
in a clear and detailed manner
Örnekler
She vividly remembers the first time they met, as if it were yesterday.
İlk tanıştıkları zamanı canlı bir şekilde hatırlıyor, sanki dün gibi.
He described the scene vividly, painting a picture of the bustling city street.
O, hareketli şehir sokağının bir resmini çizerek sahneyi canlı bir şekilde anlattı.
Leksikal Ağaç
vividly
vivid



























