versatile
01
çok yönlü, becerikli
(of a person) capable of effectively and skillfully performing a wide range of tasks or activities
Örnekler
Sarah is a versatile employee who can handle both creative projects and detailed analytical work.
Sarah, hem yaratıcı projeleri hem de detaylı analitik çalışmaları yönetebilen çok yönlü bir çalışandır.
He is a versatile musician, proficient in playing multiple instruments and composing music.
O, çok çeşitli enstrümanları çalma ve müzik bestelemekte yetenekli, çok yönlü bir müzisyendir.
1.1
çok yönlü
(of things) able to be used or applied in multiple ways or for various purposes
Örnekler
A versatile wardrobe is essential for traveling, as it allows you to mix and match different outfits.
Seyahat ederken çok yönlü bir gardırop gereklidir, çünkü farklı kıyafetleri karıştırmanıza ve eşleştirmenize olanak tanır.
Offering a wide range of customizable features, the versatile software program adapts to different needs and requirements.
Geniş bir özelleştirilebilir özellik yelpazesi sunan, çok yönlü yazılım programı farklı ihtiyaç ve gereksinimlere uyum sağlar.
02
değişken
prone to change or alteration
Örnekler
The climate here is versatile, switching from sun to rain quickly.
Her versatile moods keep her friends guessing.
03
dönek
able to move freely in all directions
Örnekler
The crane is versatile, capable of rotating 360 degrees.
A versatile robot arm can reach any point in its workspace.
04
(of a bird) able to move the toes both forward and backward
Örnekler
Woodpeckers have versatile feet for gripping tree trunks.
Parrots are versatile, able to perch on various surfaces.
05
having filaments attached near the middle of an anther so they can swing freely
Örnekler
Many flowers have versatile stamens that move in the wind.
The versatile anthers improve pollen dispersal.
