uninterrupted
01
kesintisiz, aralıksız
occurring without any breaks or pauses
Örnekler
We managed to have a conversation uninterrupted by any distractions.
Herhangi bir dikkat dağıtıcı şey tarafından kesintisiz bir konuşma yapmayı başardık.
She managed to get eight hours of uninterrupted sleep, waking up fully rested.
Sekiz saat kesintisiz uyumayı başardı ve tamamen dinlenmiş olarak uyandı.
02
kesintisiz, engelsiz
(of views) completely clear, with nothing obstructing or blocking the line of sight
Örnekler
From the mountaintop, we had an uninterrupted view of the entire valley stretching out beneath us.
Dağın zirvesinden, altımızda uzanan tüm vadiye kesintisiz bir görüntüye sahiptik.
The skyscraper ’s design allowed for uninterrupted panoramic views of the city skyline.
Gökdelenin tasarımı, şehir silüetinin kesintisiz panoramik manzaralarını sağlıyordu.
Leksikal Ağaç
uninterruptedly
uninterrupted
interrupted
interrupt
