unilateral
u
ˌju
yu
ni
ne
la
ˈlæ
le
te
ral
rəl
rel
British pronunciation
/jˌuːnɪlˈætəɹə‍l/

"unilateral"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

unilateral
01

tek taraflı

(of an action) taken by only one side or group involved in a situation
example
Örnekler
In a move that surprised its trading partners, the government imposed a unilateral trade embargo, restricting imports from a specific country without prior negotiation.
Ticaret ortaklarını şaşırtan bir hamleyle, hükümet önceden görüşme yapmadan belirli bir ülkeden yapılan ithalatı kısıtlayan tek taraflı bir ticaret ambargosu uyguladı.
As a gesture of goodwill, the country declared a unilateral ceasefire, temporarily halting military operations without expecting a reciprocal response.
İyi niyet göstergesi olarak, ülke karşılıklı bir yanıt beklemeden askeri operasyonları geçici olarak durdurarak tek taraflı bir ateşkes ilan etti.
02

ebeveyn tarafından

related to tracing the line of one's ancestors only through one gender
example
Örnekler
Unilateral descent is a system of kinship in which descent can be traced through only one gender.
Tek taraflı soy, soyun yalnızca bir cinsiyet üzerinden izlenebildiği bir akrabalık sistemidir.
The unilateral nature of inheritance in the clan ensures that property and prestige pass down through specific family lines.
Klandaki mirasın tek taraflı doğası, mülk ve prestijin belirli aile hatlarından geçmesini sağlar.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store