unapproachable
01
yaklaşılmaz, mesafeli
distant due to one's unfriendly manner
Örnekler
The professor had an unapproachable demeanor, rarely engaging with students outside of class.
Profesör, ders dışında öğrencilerle nadiren etkileşime giren yaklaşılmaz bir tavra sahipti.
Despite his position as a manager, John appeared unapproachable, making it challenging for employees to discuss concerns with him.
Bir yönetici olmasına rağmen, John yaklaşılmaz görünüyordu, bu da çalışanların endişelerini onunla tartışmasını zorlaştırıyordu.
02
erişilemez, ulaşılamaz
inaccessibly located or situated
Leksikal Ağaç
unapproachable
approachable
approach



























