thundering
01
gürültülü, devasa
having an enormous or colossal size
Örnekler
As the explorers approached the entrance, the thundering cave impressed them with its colossal dimensions.
Kaşifler girişe yaklaştıkça, gürleyen mağara onları devasa boyutlarıyla etkiledi.
Standing at the base of the thundering volcano, the hikers marveled at the sheer size of the erupting plumes.
Gürleyen volkanın eteğinde duran yürüyüşçüler, patlayan bulutların muazzam büyüklüğü karşısında hayrete düştüler.
02
gürültülü, gök gürültüsü gibi
extremely loud and deep, like the sound of thunder
Örnekler
The thundering noise of the waterfall could be heard from miles away.
Şelalenin gürleyen sesi kilometrelerce öteden duyulabiliyordu.
We jumped at the thundering sound of the explosion.
Patlamanın gürleyen sesine atladık.
Leksikal Ağaç
thundering
thunder
