to think of
[phrase form: think]
01
düşünmek, göz önünde bulundurmak
to acknowledge a specific concept, suggestion, or factor
Örnekler
Always think of your health when making lifestyle choices.
Yaşam tarzı seçimleri yaparken her zaman sağlığınızı düşünün.
It 's essential to think of the consequences before making a significant decision.
Önemli bir karar vermeden önce sonuçlarını düşünmek çok önemlidir.
02
görmek, değerlendirmek
to form a specific opinion or perception regarding something or someone
Örnekler
I always think of him as a reliable friend.
Onu her zaman güvenilir bir arkadaş olarak düşünürüm.
She thinks of the project as a great opportunity.
O, projeyi büyük bir fırsat olarak görüyor.
03
düşünmek, göz önünde bulundurmak
to contemplate doing something
Örnekler
I'm thinking of adopting a pet from the local shelter.
Yerel barınaktan bir evcil hayvan almayı düşünüyorum.
She's thinking of pursuing a career in photography.
O, fotoğrafçılıkta bir kariyer yapmayı düşünüyor.
04
üzerine düşünmek
to consider something while deciding what to do
Örnekler
It 's important to think of the future when making financial investments.
Finansal yatırımlar yaparken geleceği düşünmek önemlidir.
He thought of the possible consequences before taking the daring step.
Cesur adımı atmadan önce olası sonuçları düşündü.
05
hayal etmek, tasarlamak
to produce a new concept, notion, or plan
Örnekler
Can you think a solution of how to solve this problem?
Bu sorunu çözmek için bir çözüm düşünebilir misiniz?
We should think of innovative ways to address environmental issues.
Çevre sorunlarını ele almak için yenilikçi yollar düşünmeliyiz.
06
aklına getirmek, hatırlamak
to bring something or someone to mind
Örnekler
I can always think of the time he helped me out when I was in trouble.
Başım beladayken bana yardım ettiği zamanı her zaman aklıma getirebilirim.
I ca n't think of a single moment when she let us down.
Bizi hayal kırıklığına uğrattığı tek bir an düşünemiyorum.
