to swat
01
vurmak, şaplak atmak
to hit with a swift and forceful motion, often with a swinging action
Intransitive: to swat at a target
Örnekler
Startled by the surprise attack, he instinctively swatted at the wasp near his face.
Sürpriz saldırı karşısında şaşıran, içgüdüsel olarak yüzünün yakınındaki yaban arısını çarptı.
The cat skillfully swatted at the toy mouse with its paw.
Kedi, oyuncak fareye patisiyle ustaca vurdu.
02
swatlamak, ağır silahlı polisin birinin evine baskın yapması için sahte acil durum ihbarında bulunmak
to make a false emergency report so heavily armed police raid someone's home
Örnekler
Someone swatted him after he livestreamed the game.
Oyunu canlı yayınladıktan sonra biri onu swatladı.
Do n't mess with him, or he swats people online for fun.
Onunla uğraşma, yoksa eğlence için insanları çevrimiçi olarak swatlar.
Swat
01
sert vuruş, keskin darbe
a sharp blow
Leksikal Ağaç
swatter
swat



























