Ara
Spectator
01
izleyici
a person who watches sport competitions closely
Example
The enthusiastic spectator cheered loudly as her favorite team scored the winning goal in the final minutes of the match.
Heyecanlı seyirci, maçın son dakikalarında favori takımı galibiyet golünü attığında yüksek sesle tezahürat yaptı.
As a seasoned spectator, he knew all the rules of the game and could often predict the players' next moves.
Deneyimli bir seyirci olarak, oyunun tüm kurallarını biliyordu ve sıklıkla oyuncuların sonraki hamlelerini tahmin edebiliyordu.
02
pantolonlu kadın ayakkabısı, kontrast renkli kadın pabuçları
a woman's pump with medium heel; usually in contrasting colors for toe and heel
word family
spect
Verb
spectate
Verb
spectator
Noun
Yakın Kelimeler
