Southwest
Örnekler
The wind blew from the southwest.
Rüzgar güneybatıdan esiyordu.
The hikers set off toward the southwest to reach the mountain base.
Yürüyüşçüler, dağın eteğine ulaşmak için güneybatı yönünde yola çıktılar.
02
güneybatı, güneybatı bölgesi
the area or region located in the southwest part of a place
Örnekler
The farm is situated in the southwest of the valley.
Çiftlik, vadi'nin güneybatısında yer almaktadır.
The school is in the southwest of the town, near the park.
Okul, kasabanın güneybatısında, parkın yakınındadır.
southwest
Örnekler
The desert stretched southwest, vast and arid under the afternoon sun.
Çöl, öğleden sonra güneşinin altında uçsuz bucaksız ve kurak bir şekilde güneybatıya doğru uzanıyordu.
The hiking trail meandered southwest, weaving through forests and meadows.
Yürüyüş parkuru, ormanlar ve çayırlar arasında dolanarak güneybatı yönünde ilerliyordu.
southwest
01
güneybatı, güneybatıya yönelik
oriented or directed toward the southwest
Örnekler
She enjoys hiking in the rugged terrain of the southwest region.
Güneybatı bölgesinin engebeli arazisinde yürüyüş yapmaktan hoşlanır.
The southwest gate of the park leads to the hiking trails.
Parkın güneybatı kapısı, yürüyüş parkurlarına çıkar.
02
güneybatıdan gelen, güneybatı kaynaklı
originating from or flowing from the southwest
Örnekler
The southwest breeze brought a refreshing chill to the evening.
Güneybatı rüzgarı akşama ferahlatıcı bir serinlik getirdi.
The southwest current in the ocean is particularly strong this season.
Okyanustaki güneybatı akıntısı bu mevsimde özellikle güçlü.
Leksikal Ağaç
southwest
south
west
