
Ara
to solidify
01
katılaşmak, solidleşmek
to transform from a liquid or flexible state into a stable, firm, or compact form
Intransitive
Example
As the temperature dropped, the melted wax began to solidify, forming candles with a smooth surface.
Sıcaklık düştükçe, erimiş mum, pürüzsüz yüzeyli mumlar oluşturmak için katılaşmaya başladı.
After hours in the refrigerator, the gelatin dessert started to solidify, creating a wobbly and satisfying texture.
Buzdolabında saatler geçirdikten sonra, jelatin tatlısı katılaşmaya başladı ve sarsılmaz, tatmin edici bir doku oluşturdu.
Example
The chef solidified the sauce by adding a thickening agent, ensuring it would cling to the pasta.
Aşçı, sosu kalınlaştırıcı bir madde ekleyerek katılaştırdı ve makarnaya yapışmasını sağladı.
The construction crew solidified the foundation of the building by pouring reinforced concrete into the footings.
İnşaat ekibi, temellere betonarme dökerek binanın temelini sağlamlaştırdı.
word family
solid
Noun
solidify
Verb
solidified
Adjective
solidified
Adjective
solidifying
Noun
solidifying
Noun

Yakın Kelimeler