slanted
01
eğik, yamuk
describing a position or direction that is inclined or angled
Örnekler
The tree grew at a slanted angle due to the prevailing winds on the hillside.
Ağaç, yamaçtaki hakim rüzgarlar nedeniyle eğik bir açıyla büyüdü.
The glacier carved a valley with its slanted movement over millennia, leaving a distinctive landscape feature.
Buzul, binlerce yıl boyunca eğik hareketiyle bir vadi oydu ve belirgin bir manzara özelliği bıraktı.
02
taraflı, önyargılı
favoring one person or side over another



























