Silver
01
gümüş
a shiny grayish-white metal of high value that heat and electricity can move through it and is used in jewelry making, electronics, etc.
Örnekler
She wore a necklace adorned with a pendant made of silver.
Gümüşten yapılmış bir pandantifle süslenmiş bir kolye taktı.
The antique tea set was crafted from sterling silver.
Antik çay takımı sterling gümüşten yapılmıştı.
1.1
gümüş eşya, gümüş çatal bıçak takımı
silverware eating utensils
1.2
gümüş madalya, gümüş kupa
a trophy made of silver (or having the appearance of silver) that is usually awarded for winning second place in a competition
1.3
gümüş rengi
a pale metallic grayish-white color
1.4
gümüş, gümüş paralar
coins made of silver
silver
01
gümüş
covered with or made of a valuable grayish-white metal named silver
Örnekler
The antique teapot had intricate silver engravings on its surface.
Antik çaydanlığın yüzeyinde karmaşık gümüş oymalar vardı.
He received a silver trophy for winning the championship race.
Şampiyonluk yarışını kazandığı için gümüş bir kupa aldı.
02
gümüş rengi
having a shiny, grayish-white color or the color of the metal silver
Örnekler
She wore a stunning silver dress to the party.
Partiye çarpıcı bir gümüş elbise giydi.
The moon cast a silver glow over the tranquil lake.
Ay, huzurlu gölün üzerine gümüş bir parıltı yaydı.
2.1
gümüşi, gümüş rengi
of lustrous grey; covered with or tinged with the color of silver
03
etkili konuşan, açık ifade eden
expressing yourself readily, clearly, effectively
to silver
01
gümüş rengine boyamak, gümüşleştirmek
make silver in color
02
gümüşlemek, gümüş rengine dönmek
turn silver
03
gümüş kaplamak, gümüşlemek
coat with a layer of silver or a silver amalgam
Leksikal Ağaç
silvery
silver
