sideways
Örnekler
She glanced sideways at her friend during the meeting.
Toplantı sırasında arkadaşına yan gözle baktı.
He shuffled sideways to make room for others in the crowded elevator.
Kalabalık asansörde başkalarına yer açmak için yanlamasına hareket etti.
02
yanlamasına, dolaylı bir şekilde
in an indirect or non-traditional manner, often referring to achieving something by an unconventional route
Örnekler
She entered the tech industry sideways through a customer service role.
O, bir müşteri hizmetleri rolüyle teknoloji endüstrisine dolaylı olarak girdi.
He found his way into publishing sideways, starting as an editor ’s assistant.
Yayıncılıkta yolunu dolaylı bir şekilde buldu, bir editörün asistanı olarak başladı.
sideways
Örnekler
The sideways movement of the car made it difficult to control on the icy road.
Arabanın yanlara doğru hareketi, buzlu yolda kontrol etmeyi zorlaştırdı.
The sideways glance from the teacher warned the students to be quiet.
Öğretmenin yan bakışı öğrencileri sessiz olmaları konusunda uyardı.
02
dolaylı, kaçamak
avoiding a direct or straightforward approach
Örnekler
His sideways response avoided answering the question directly.
Onun dolaylı cevabı soruyu doğrudan yanıtlamaktan kaçındı.
She made a sideways remark that hinted at the truth without saying it outright.
Doğrudan söylemeden gerçeği ima eden dolaylı bir yorum yaptı.
03
yan, kararlı
stable without significant change in direction
Örnekler
The market has been in a sideways trend for months, with no clear movement in either direction.
Piyasa aylardır yanlamasına bir trendde, hiçbir yönde net bir hareket olmadan.
Our sales have remained sideways this quarter, showing no growth but also no decline.
Satışlarımız bu çeyrekte yatay seyretti, ne büyüme ne de düşüş gösterdi.
Leksikal Ağaç
sideways
side
ways
