Side effect
01
yan etki
a secondary effect of any drug or medicine, usually an undesirable one
Örnekler
While the new medication effectively managed her symptoms, she was concerned about the potential side effects, including nausea and fatigue.
Yeni ilaç semptomlarını etkili bir şekilde yönetirken, mide bulantısı ve yorgunluk gibi potansiyel yan etkiler konusunda endişeliydi.
The doctor explained that every drug comes with the risk of side effects, which is why it's important to monitor patients closely after starting a new treatment.
Doktor, her ilacın yan etki riski taşıdığını, bu yüzden yeni bir tedaviye başladıktan sonra hastaları yakından izlemenin önemli olduğunu açıkladı.
02
yan etki
a result of a situation or action that was not meant to happen
Örnekler
The new policy aimed to boost economic growth, but an unintended side effect was increased inflation.
Yeni politika ekonomik büyümeyi artırmayı hedefliyordu, ancak istenmeyen bir yan etki enflasyonun artması oldu.
The construction of the new highway led to a side effect of increased traffic in nearby residential areas.
Yeni otoyolun inşaatı, yakındaki yerleşim bölgelerinde trafiğin artması gibi bir yan etkiye yol açtı.
