sensual
01
tensel
relating to or involving the senses or physical sensation
Örnekler
She enjoyed the sensual experience of sipping wine and tasting its flavors.
Şarabı yudumlamanın ve tatlarını tatmanın duyusal deneyiminin tadını çıkardı.
Sensual massage techniques focus on stimulating the senses and promoting relaxation.
Şehvetli masaj teknikleri, duyuları uyarmaya ve rahatlamayı teşvik etmeye odaklanır.
02
şehvet uyandıran
pleasing in a physical and especially sexual manner
Örnekler
He admired her sensual beauty, captivated by the way she moved gracefully.
Zarif hareketleriyle büyülenmiş, onun şehvetli güzelliğine hayran kaldı.
Their touch was gentle and sensual, drawing them closer with every movement.
Dokunuşları nazik ve şehvetliydi, her hareketle birbirlerine daha da yakınlaşıyorlardı.
Leksikal Ağaç
sensuality
sensualize
sensually
sensual
sensu



























