scrupulously
01
titizlikle, dikkatle ve özenle
in a very careful and precise manner, paying close attention to details and accuracy
Örnekler
She scrupulously checked every fact before publishing the article.
Makaleyi yayınlamadan önce her bir gerçeği titizlikle kontrol etti.
The scientist scrupulously recorded all observations during the experiment.
Bilim insanı, deney sırasında tüm gözlemleri titizlikle kaydetti.
02
titizlikle
with a strong sense of ethics and a determined effort to avoid wrongdoing or mistakes
Örnekler
The employees scrupulously adhered to the company's ethical guidelines.
Çalışanlar, şirketin etik kurallarına titizlikle uydular.
She scrupulously avoided any conflict of interest in her work.
O, işinde titizlikle herhangi bir çıkar çatışmasından kaçındı.
Leksikal Ağaç
unscrupulously
scrupulously
scrupulous
