to rule out
[phrase form: rule]
01
izin vermemek, ihtimalini ortadan kaldırmak
to prevent something from occurring or someone from doing something
Örnekler
Proper training and precautions help rule out injuries on the sports field.
Doğru eğitim ve önlemler, spor sahasında yaralanmaları önlemeye yardımcı olur.
The thorough background checks helped rule out security risks in the workplace.
Kapsamlı arka plan kontrolleri, işyerindeki güvenlik risklerini elemeye yardımcı oldu.
02
dışlamak, elemek
to exclude a player or team from participating in the competition
Örnekler
The coach had to rule out one of their star players due to a severe injury.
Koç, ciddi bir sakatlık nedeniyle yıldız oyunculardan birini elemek zorunda kaldı.
The referee had to rule the entire team out for violating the rules.
Hakem, kuralları ihlal ettiği için tüm takımı diskalkifiye etmek zorunda kaldı.
03
imkan vermemek, izin vermemek
to eliminate an option or idea from consideration due to it appearing impossible to realize
Örnekler
They had to rule the risky investment out because it was too uncertain for their financial plan.
Finansal planları için çok belirsiz olduğundan riskli yatırımı elemek zorunda kaldılar.
After careful examination, they ruled out the idea of a merger as it did n't align with their long-term goals.
Dikkatli bir incelemeden sonra, uzun vadeli hedefleriyle uyuşmadığı için birleşme fikrini elemediler.



























