riddle
ri
ˈrɪ
ri
ddle
dəl
del
British pronunciation
/ɹˈɪdə‍l/

"riddle"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

Riddle
01

bilmece

a guessing game that involves at least two players in which participants ask a question that has a surprising or clever answer
riddle definition and meaning
example
Örnekler
He told a tricky riddle that no one could solve.
Kimsenin çözemediği zor bir bilmece anlattı.
The children enjoyed playing a riddle game at the party.
Çocuklar partide bir bilmece oyunu oynamaktan keyif aldılar.
02

kalbur, iri elek

a coarse sieve (as for gravel)
to riddle
01

bir bilmeceyi açıklamak, bir bilmeceyi çözmek

explain a riddle
02

birçok delik açmak, delik deşik etmek

pierce with many holes
03

bilmece sormak, bilmece ile sınamak

set a difficult problem or riddle
04

bilmece gibi konuşmak, bilmecelemek

speak in riddles
05

elemek, ayıklamak

separate with a riddle, as grain from chaff
06

yaymak, dağıtmak

spread or diffuse through
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store