raised
01
yükseltilmiş, yüksek
physically elevated above the surrounding surface or ground
Örnekler
The dining area was designed on a raised platform to provide a better view of the lake.
Yemek alanı, gölün daha iyi bir görünümünü sağlamak için yükseltilmiş bir platform üzerine tasarlandı.
The carpenter installed a raised panel on the cabinet doors for a more elegant look.
Marangoz, daha şık bir görünüm için dolap kapılarına kabartmalı bir pano taktı.
02
kabarık, nakışlı
embellished with a raised pattern created by pressure or embroidery
Örnekler
The doctor noted her raised cholesterol levels during the check-up.
Doktor, kontrol sırasında onun yükselmiş kolesterol seviyelerini not etti.
Raised temperatures in the area have led to more frequent wildfires.
Bölgedeki yükselmiş sıcaklıklar, daha sık orman yangınlarına yol açtı.
Leksikal Ağaç
unraised
upraised
raised
raise



























