raised
raised
reɪzd
reyzd
British pronunciation
/ɹˈe‍ɪzd/

"raised"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

raised
01

yükseltilmiş, yüksek

physically elevated above the surrounding surface or ground
example
Örnekler
The dining area was designed on a raised platform to provide a better view of the lake.
Yemek alanı, gölün daha iyi bir görünümünü sağlamak için yükseltilmiş bir platform üzerine tasarlandı.
The carpenter installed a raised panel on the cabinet doors for a more elegant look.
Marangoz, daha şık bir görünüm için dolap kapılarına kabartmalı bir pano taktı.
02

kabarık, nakışlı

embellished with a raised pattern created by pressure or embroidery
03

yükselmiş, artmış

heightened in amount or intensity
example
Örnekler
The doctor noted her raised cholesterol levels during the check-up.
Doktor, kontrol sırasında onun yükselmiş kolesterol seviyelerini not etti.
Raised temperatures in the area have led to more frequent wildfires.
Bölgedeki yükselmiş sıcaklıklar, daha sık orman yangınlarına yol açtı.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store