prominent
pro
ˈprɑ
pra
mi
mi
nent
nənt
nent
British pronunciation
/ˈprɒmɪnənt/

"prominent"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

prominent
01

öne çıkan

well-known or easily recognizable due to importance, influence, or distinct features
prominent definition and meaning
example
Örnekler
The prominent landmark could be seen from miles away, guiding travelers to their destination.
Öne çıkan işaret, yolcuları hedeflerine yönlendirerek kilometrelerce uzaktan görülebiliyordu.
She held a prominent position in the company, overseeing major projects.
Şirkette önemli bir pozisyonda bulunarak büyük projeleri denetliyordu.
02

göze çarpan, belirgin

standing out clearly or easily noticeable
example
Örnekler
The prominent building stood out in the city skyline.
Öne çıkan bina, şehrin silüetinde göze çarpıyordu.
The prominent features of the landscape included towering mountains and deep valleys.
Manzaranın belirgin özellikleri arasında yüksek dağlar ve derin vadiler vardı.
03

belirgin, çıkıntılı

projecting from something or standing out due to size or shape
example
Örnekler
He had prominent ears that stuck out more than usual.
Olağandan daha fazla çıkıntı yapan belirgin kulakları vardı.
The dog had prominent teeth, especially when it smiled.
Köpeğin, özellikle güldüğünde, belirgin dişleri vardı.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store