physical
Örnekler
He experienced physical exhaustion after completing the marathon.
Maratonu tamamladıktan sonra fiziksel tükenme yaşadı.
Regular physical exercise is beneficial for overall health.
Düzenli fiziksel egzersiz genel sağlık için faydalıdır.
02
fiziksel
involving or concerning the study of energy, force, matter, heat, etc.
Örnekler
The university offers a physical science program that covers topics such as physics, chemistry, and astronomy.
Üniversite, fizik, kimya ve astronomi gibi konuları kapsayan bir fizik bilimleri programı sunmaktadır.
In physical therapy, patients work on exercises that help improve movement and reduce pain.
Fizyoterapide, hastalar hareketi iyileştirmeye ve ağrıyı azaltmaya yardımcı olan egzersizler üzerinde çalışır.
Örnekler
The artwork had a physical quality that made it feel more alive than just a digital image.
Sanat eserinin, onu dijital bir görüntüden daha canlı hissettiren bir fiziksel niteliği vardı.
They wanted to create a physical space for community gatherings, not just virtual events.
Topluluk buluşmaları için yalnızca sanal etkinlikler değil, fiziksel bir alan yaratmak istediler.
04
fiziksel, maddi
according with material things or natural laws (other than those peculiar to living matter)
05
fiziksel, enerjik
characterized by energetic bodily activity
06
fiziksel, maddi
impelled by physical force especially against resistance
07
fiziksel, maddi
concerned with material things
Physical
01
fizik muayene, sağlık kontrolü
a complete examination of someone's health
Leksikal Ağaç
nonphysical
physicality
physically
physical
physic
phys
