to petition
01
dilekçe vermek, petisyon sunmak
to write and submit an official written document
Intransitive: to petition for sth
Transitive: to petition an authority
Örnekler
Last year, the citizens petitioned the local government to improve public transportation.
Geçen yıl, vatandaşlar toplu taşımayı iyileştirmek için yerel yönetime dilekçe verdi.
The organization is currently petitioning for stricter environmental regulations.
Organizasyon şu anda daha sıkı çevre düzenlemeleri için dilekçe veriyor.
Petition
01
dilekçe
a written request, signed by a group of people, that asks an organization or government to take a specific action
Örnekler
Over 10,000 people signed the petition to save the local park from development.
10.000'den fazla kişi, yerel parkı geliştirmeden kurtarmak için dilekçeyi imzaladı.
The students started a petition demanding healthier school lunches.
Öğrenciler, daha sağlıklı okul yemekleri talep eden bir dilekçe başlattı.
02
yalvarış, dua
a humble or sincere prayer or request made to a god or deity
Örnekler
The priest offered a petition for peace during the ceremony.
Rahip, tören sırasında barış için bir dilek sundu.
In ancient times, people would write their petitions to the gods on clay tablets.
Eski zamanlarda, insanlar tanrılara olan dileklerini kil tabletlere yazarlardı.
Leksikal Ağaç
petitioner
petition
