persuasive
01
ikna edici
capable of convincing others to do or believe something particular
Örnekler
His persuasive arguments convinced the jury of the defendant's innocence.
Onun ikna edici argümanları jüriyi sanığın masumiyetine ikna etti.
The persuasive salesperson successfully convinced customers to buy the product with compelling reasons and benefits.
İkna edici satış elemanı, müşterileri ürünü satın almaya ikna etmeyi başardı.
Leksikal Ağaç
persuasively
persuasiveness
unpersuasive
persuasive
persuade
