avert
a
ə
e
vert
ˈvɜrt
vırt
British pronunciation
/ɐvˈɜːt/

"avert"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

to avert
01

önlemek

to prevent something dangerous or unpleasant from happening
Transitive: to avert an event or situation
to avert definition and meaning
example
Örnekler
The timely intervention of the lifeguard averted a potential drowning at the pool.
Cankurtaranın zamanında müdahalesi, havuzda olası bir boğulmayı önledi.
Diplomatic negotiations sought to avert a conflict between the neighboring countries.
Diplomatik müzakereler, komşu ülkeler arasında bir çatışmayı önlemeyi amaçladı.
02

çevirmek, kaçınmak

to redirect one's gaze or attention away from something or someone
Transitive: to avert one's eyes or mind
example
Örnekler
Witnessing the accident, she quickly averted her eyes to avoid the distressing scene.
Kazaya tanık olunca, üzücü manzaradan kaçınmak için hızla gözlerini çevirdi.
In a moment of embarrassment, Sarah averted her eyes from the audience after tripping on stage.
Bir utanç anında, Sarah sahnede takıldıktan sonra gözlerini seyirciden kaçırdı.

Leksikal Ağaç

avertable
avertible
averting
avert
App
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store