painfully
Örnekler
She stretched her leg and winced painfully.
Bacağını uzattı ve acılı bir şekilde yüzünü buruşturdu.
He painfully pulled the splinter from his finger.
O, parmağından kıymığı acı verici bir şekilde çıkardı.
02
acı verici bir şekilde, üzücü bir şekilde
in a manner that is extremely unpleasant or distressing
Örnekler
Progress on the project moved painfully slowly.
Projede ilerleme acı verici bir şekilde yavaş ilerledi.
She was painfully aware of the silence in the room.
Oda sessizliğinin farkındaydı ve bu onun için acı vericiydi.
Örnekler
He painfully worked through the dense textbook.
Yoğun ders kitabını acı verici bir şekilde çalıştı.
She painfully composed a reply to the difficult email.
O, zor e-postaya acı verici bir şekilde bir yanıt yazdı.
Leksikal Ağaç
painfully
painful
pain



























