Ara
to outstrip
01
daha büyük olmak
to posses or reach a higher level of skill, success, value, or quantity than another person or thing
Example
His talent for music quickly outstripped that of his peers, earning him recognition as a prodigy.
Müzik yeteneği hızla akranlarını geride bıraktı, bu da ona bir dahi olarak tanınma kazandırdı.
The company 's revenue growth has outstripped that of its competitors, solidifying its position as an industry leader.
Şirketin gelir büyümesi, rakiplerini geride bırakarak sektör lideri olarak konumunu sağlamlaştırdı.
02
geride bırakmak
to move faster in comparison to other things or people
Example
The athlete outstripped all his competitors in the final race.
Atlet, final yarışında tüm rakiplerini geride bıraktı.
Sales of electric cars have outstripped traditional gasoline vehicles.
Elektrikli araçların satışları geleneksel benzinli araçları geride bıraktı.
