mutinous
01
isyankar
displaying or inciting a refusal to obey authority or command
Örnekler
The shouts and chants of the mutinous group grew louder as they neared the headquarters.
Asi grubun çığlıkları ve tezahüratları, karargaha yaklaştıkça daha da yükseldi.
The captain faced mutinous crew members who were tired of the long voyage without proper rations.
Kaptan, uygun erzak olmadan uzun yolculuktan bıkmış isyan eden mürettebat üyeleriyle karşı karşıya kaldı.
02
asi, isyanci
any of several small greyish New World mice inhabiting e.g. grain fields
03
isyan ile ilgili
having a disposition to rebel or resist authority
Örnekler
The mutinous mood of the students grew with every restrictive rule imposed by the administration.
Öğrencilerin asi ruh hali, yönetimin dayattığı her kısıtlayıcı kurala birlikte büyüdü.
Her mutinous glare suggested she was ready to defy her manager's decisions.
Asi bakışları, yöneticisinin kararlarına meydan okumaya hazır olduğunu gösteriyordu.
