to muse
01
derin derin düşünmek
to think deeply and reflect
Intransitive: to muse on a subject | to muse about a subject
Örnekler
Writers often muse on the complexities of human emotions when crafting characters.
Yazarlar, karakterler oluştururken genellikle insan duygularının karmaşıklıkları üzerine derin derin düşünürler.
During the quiet moments, she would muse about the meaning of life.
Sessiz anlarda, hayatın anlamı hakkında derin derin düşünürdü.
Muse
01
ilham perisi, bir sanat veya bilimin koruyucusu
in ancient Greek mythology any of 9 daughters of Zeus and Mnemosyne; protector of an art or science
02
ilham kaynağı
a source of inspiration for an artist or author that gives them ideas or motivates them to create works of art
Örnekler
The mountains were her muse, inspiring countless landscape paintings.
Dağlar onun ilham perisiydi, sayısız manzara resmine ilham verdi.
Music became his muse, influencing his poetry and prose.
Müzik, onun şiirlerini ve düzyazılarını etkileyen ilham perisi oldu.
